Artvin’in Kurtuluşu
Gürcistan sefiri Siman MİDİVANI 17 Ocak 1921’de Ankara’ya gelerek itimatnamesini M. Kemal’e iletir. M. Kemal Gürcü sefaretinden derhal işgal ettikleri toprakları boşaltmalarını ister. Sefir geçen günler boyunca TBBM Hükümetini oyalamayı sürdürünce Hariciye Nazırı (30) Bekir Sami Bey Gürcistan’a sert bir nota verdi. 23 Şubat 1921’de TBMM ve Gürcü hükümetleri arasında Batum anlaşması imzalandı. Bu tarihten itibaren Artvin-Ardanuç-Borçka ve Şavşat’tan Gürcü kuvvetleri çekildi. 45 yıllık esaret sona erdi. Diğer yandan Trabzon’dan Artvin’e kuvvetleri ile hareket eden Miralay Şükrü Bey Oruçlu köyünden Kamil Beyi Kaymakam vekili tayin ederek kendisi Batum’a geçti. 7 Mart 1921’den itibaren Artvin’de Türk bayrağı dalgalanmaya başladı.
Rusya, Çarlık yönetiminin yıkılması üzerine Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilince yeni Sovyet hükümeti ile 18 Aralık 1917’de Erzincan Ateşkes Antlaşması imzalandı. Buna göre Ruslar Artvin’i boşalttılar. Daha sonra savaşın sona ermesiyle imzalanan 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması da Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki sınırın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesindeki şekline getirilmesini kabul ettiğinden, Osmanlı birlikleri 1918 Martında tekrar Artvin’e girdiler. Ancak Artvin, bu defa da Türklerin elinde uzun süre kalamadı. Çünkü Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda yenik sayılmış ve 30 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre Osmanlı ordusunun 1914 yılından önceki sınırların gerisine çekilmesi kararlaştırılmıştı. Bu sebeple Artvin tekrar boşaltıldı. İngilizler antlaşma gereğince 17 Aralık 1918’de Artvin, Şavşat ve Hopa’yı işgal ettiler. Artvin ve çevresinde beş ay kadar kalan İngilizler buradan çekilirken şehri Gürcistan’a bıraktılar. Artvin yöresindeki bu Gürcü işgali ise 1921 başlarına kadar sürdü.
Artvin ve çevresinin kesin kurtuluşu Kâzım Karabekir Paşa idaresindeki 15. Kolordu’nun 30 Ekim 1920’de Kars’ı kurtarmasından sonra gerçekleşti. Bu zaferden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Gürcistan’a bir ultimatom vererek Ardahan, Artvin ve Batum’un teslimini istedi. Gürcistan yeni Türk hükümetinin bu isteğini kabul ederek kuvvetlerini 23 Şubat 1921 sabahından itibaren Ardahan, Artvin ve Batum’dan çekmeye başladı. Bu tarihten birkaç gün sonra Türk kuvvetleri Ardahan’dan başlamak üzere adı geçen şehirlere girmeye başladılar. 27 Şubat 1921’de Ardahan ve Şavşat Gürcü işgalinden kurtuldu. Artvin’in kurtuluşu ise 7 Mart 1921’de gerçekleşti. Böylece 1878-1921 yılları arasında 43 yıl süreyle Rus işgali altında kalan Artvin ve çevresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk askerî ve diplomatik başarısı sonucunda kesin olarak Türkiye topraklarına katılmış oldu.
Artvin ve çevresi 1921 yılında Rus işgalinden kurtulup anavatana kavuşunca önce Ardahan Sancağı’na bağlandı. Ancak aynı yıl içerisinde, 7 Temmuz 1921 tarih ve 133 numaralı kanunla Artvin Sancağı kurulunca, Artvin bu yeni sancağın merkezi oldu. 1924 yılında sancaklar vilâyet haline dönüştürülünce Artvin de vilâyet oldu. Ancak Artvin vilâyeti 1 Haziran 1933’te lağvedildi ve burası bir kaza merkezi olarak merkezi Rize olan Çoruh vilâyetine bağlandı. Bu durum 3 yıl kadar sürdü. Artvin 4 Ocak 1936 tarihinde yeni kurulan Çoruh vilâyetinin merkezi oldu. 1956 yılında ise Çoruh adı kaldırıldı ve ilin adı Artvin haline getirildi.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
« Kas | ||||||
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 | 31 |
ARTVİN’İN DÜŞMAN İŞGALİNİN 97.KURTULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN.
BU KAÇINCI KURTULUŞ?
Artvin tam 97 yıl önce 7 Mart 1921 de kesin olarak Türk toprağı olmuştur. Onca işgaller, katliamlar ve baskılar gördükten sonra Ülkemiz ve Artvin, ATATÜRK ve silah arkadaşlarının dehası ve milletin kanıyla sırayla, adım adım bağımsızlığına kavuşmuştu. Kutlu olsun, sonsuza kadar kutlansın, kutsansın.
Ama emperyalistler “su uyur düşman uyumaz” özdeyişini boşuna yazdırmadılar. 80’li yıllarda memleketin her köşesi serbest piyasa ekonomisi denen kadife eldivenli ve postallı vahşi kapitalizmin kucağına terkediliyordu. Özelleştirme gibi güzel isimler ortaya konuyordu. Yine de 90’lı yılların sonuna kadar hukuk varlığını sürdürebiliyordu.
Koruma alanları en azından korunuyor, SİT’lere dokunulmuyor, derelerin çoğu özgür akabiliyordu. CERATTEPE halkın mücadelesi ve hukukun hukuk, mahkemelerin hukuk dağıtılan yer olması sayesinde ikinci kez kurtuluş yaşıyordu.
Ancak 2000’li yılların başı artık yeni bir devrin adı oluyor, millete ait olan maden, su, orman, yayla ne varsa kalkınma bahanesiyle tarumar ediliyordu. Artık mahkemeler sadece yatırımlar için adalet dağıtıyordu, ÇED raporları doğal kaynakları ve çevreyi yok etmenin kitabı oluyordu.
Artvinliler 100 yıl önce yaptıkları mücadelenin başka çeşidini, yine emperyalistler ve onların tetikçilerine karşı hiç bir zaman bıkmadan, gururla ve dünyaya örnek şekilde, şiddeti reddederek, yine hukuk diyerek, elbirliği ile yapıyor. Şüphemiz yok ki bu kutsal mücadele nihai başarı ile taçlandırılacaktır. Artvin yine kurtulacak ve yine kurtuluşu Cerattepe’de atabarı ile kutlayacaktır.
Son söz de madencilere. Cerattepe Artvin’in Artvin’linin kalbidir. Siz burada maden değil Artvin’linin kalbini çıkarmak istiyorsunuz. Ne Artvin ne de Artvin’li buna tahammül edemez, yüreğini satamaz. İnsanların yüreğinin söylediği sizin için önemli olmasa da, siz bunu böyle bilin de…
YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ YÖNETİM KURULU