Ana Menü
Bizim Kelimelerimiz

189_800x600

BİZİM KELİMELERİMİZ

A

Abril: Nisan ayı.

Abo: Ana.

Acuza: Huysuz.

Adaş: Arkadaş, dost.

Ağpun: Gübre.

Ağaemi:Ailede sözü geçen yaşlı  erkek

Ağor:Hayvanların Barındığı kapalı alan

Alti: Altı.

Anaç: Olgun.

Aruna: İlkel saban.

At(d)ol: Yabani yer elması.

Avi: Ayı.

Ayvan: Balkon.

 

B

 

Baga: Ahırda duvara bitişik yapılmış, yerden yüksek yemlik.

Beç: Bedevra açmaya yarayan demir.

Bedevra: Çatının üzerini örtmek için yapılan ince tahta plaka.

Berf: Kar.

Bersça: Dana ile inek  arasındaki büyükbaş hayvan

Buruti: Eşek arısından daha büyük, fazla karabalık bir arada yaşamayı

sevmeyen bal sineğidir.

Bıziki: Eşek arası.

Bibi: Hala.

Bicico: Kozalak.

Bondruk: Yük çeken iki hayvanı birbirine bağlayan ağaç.

Borazan: Söğüt ve kavaktan yapılan üflemeli saz.

Böcük: Yılan.

Bögürti:Büyükbaş hayvanların bağırması

Buldur: Geçen yıl.

Buğarsak:Döllenmeye hazır olan  hayvan

 

C

 

Cadi: Mısır ekmeği.

Camuş: Manda.

Canchur: Köyümüzde yetişen erik.

Cerek: Çeperde kullanılan uzun ağaçların her biri.

Cığız: Oyunda mızıkçılık yapan, haksızlık eden, oyunbozan.

Cicip: Çam sakızı.

Cika: Kayak.

Cinpul: Düğme.

Cişgar: Bahçe ve samanlık kapılarını örtmeye yarayan bir tür kapı.

Ciyak(ğ)ele: Solucan.

Co: Arkadaş.

 

Ç

 

Çala: Kışın hayvanlara yedirilmek için saklanan, koçansız kuru mısır

bitkisi.

Çaynik: Demlik.

Çegil: Taş yığını.

Çemlanmak:Bir yerde durmak,hareket  edememek

Çemlamak:Kıyafetlerin paça ve kol kısmını geriye doğru kıvırmak

Çenkürmek: Köpeğin havlaması.

Çeynamak: Çiğnemek.

Çiğit: Çekirdek.

Çırtık atmak:Tekme savurmak

Çığıkı: Kara  kuş

Çinçakedi: Çift sürerken öndeki öküzlerin bondruğundaki kotalardan

asılan ağaç veya taştan yapılmış olan ağırlık (morbet de denir).

Çinçar: Isırgan otu.

Çoruşmak: Buruşmak.

Çuçul: Civciv

 

D

 

Daraba: Binalarda tahta bölme, tahta duvar.

Davar: Koyun.

Dedeler: Yaşlı insan.

Düga:Yavru yapmamış inek

 

E

 

Elcek: Tırpanın ortasındaki, el tutmaya yarayan kısım.

Elçi: Kız istemeye giden kimse.

Enuk: Köpek yavrusu.

Etmek: Ekmek.

Evmak: Acele etmek.

Eyluk: İyilik.

 

F

 

Felli: Çıkarını bilen, kurnaz, çokbilmiş.

Forma: Küzineli sobanın kuzinesi.

Frunç: Kuru armut.

 

G

 

Gaçgaça: Siyah ve beyaz renkleri olan bir tür karga.

Gezargi: Bulaşıcı hastalık.

Ginkuğ: Sakıza benzeyen reçine.

Gogarçin: Güvercin.

Gorcola: Yumuşak peynirin torbada aldığı yuvarlak şekil.

Gucuk: Şubat.

 

Ğ

 

Ğalo: Uzun saplı, iri yapraklı, bir ot.

Ğecillanmak:Mahcup olmak

Ğıvi: Sincap.

Ğırıç:Ara

Ğıco:Seyrek dişli

Ğunzura: Kötü düşünen kişi.

Ğurdel: Suda yaşayan kurtçuk.

 

H

 

Hapahap: Aniden,birdenbire

Harman: Ağustos.

Hatata: Acelecilik.

Hakoz:Tohum ekmek için hazır hale getirilmiş tarla,

Havya: Ayva.

Havli:Evin içindeki koridor

Hedik: Kaynatılmış mısır tanesi.

Hılatlanmak: Karışmak.

Horlama: Aşağılama.,

Hırt:Oyun bozan

Horom: Bir tür oyun, kolay taşınması ve bozulmaması için bükülerek

yapılmış küçük ot yığınları.

Hıhırtmak:Sıkıştrmak

 

I

 

Işıhmehmet: Bir yanı kırmızı, diğer yanı yeşil, sulu bir armut.

 

İ

 

İğ: Yünü eğirerek ip yaptığımız araç.

İlişil: Geçen yıldan önceki yıl.

İrip: Eğri.

İsitmah: Isıtmak.

İskamli: Sandalye.

İstikan:Bardak

İşhan: Sonbaharda yetişen koyu renkli lezzetli bir erik türü.

İşkillenmek: şüphelenmek.

İşmar: İşaret etmek.

İt: Köpek.

 

J

 

K

Kadana:Köpeklerin boynuna takılan delici demir tasma

Kodana:Un koymak için kullanılan Ahşap büyük saklama  kabı

Kağos: Ekim.

Kakaç: Olgunlaşmış, kurumuş, kalın, içi boş ot.

Kakuça: Sobayı karıştırmaya yarayan demir.

Kara cola: Böğürtlen.

Karakış: Aralık.

Kartopi: Patates.

Katalamak: Kovmak.

Katuğ: Katık.

Kayırmak: Beslemek, bakmak.

Kelef: İplik çilesi.

Kırmızı cola: Ahududu.

Kıtlama: Küp şekeri küçük küçük ısırarak, ağızda eritmek suretiyle çay

içmek.

Kiniya: Alay etmek.

Kirez: Haziran.

Koçayi: Kasım.

Kodavi: Ağaç kakan.

Kolopa: Küçük ahşap kab.

Komzek: Hayvanların dışkısını dışarıya atarken kullanılan ahır penceresi.

Kort: Verimsiz çayır, otlak.

Koşa: Köşe

Koşat:Çatıyı tutmaya  yarayan  uzun  ağaç

Koco: Değnekle  ve en az iki kişiyle  oynan  oyun.

Kota: Bondruğun ortasını belirleyen iki adet tahta çivi.

Kotik: Camuş(manda) yavrusu.

Köşki: Balkonun çıkıntı yeri.

Kutan: Eski tip saban.

Kürtük: Kar yığını.

Külek:Ağaçtan yapılan saklama kabı

 

L

 

Lâzut: Mısır.

Lelevun: Darmadağın olma.

Lobiya: Fasulye.

Loda: Büyük ot yığını.

Lokara: Sümüklü böcek.

Lopo Çıkarmak: Ağacın kabuğuna zarar vermeden gövdesinden ayırmak.

Lurs: Çatının en üstünde bulunan uzun ağaç.

 

M

 

Makar: Gelin almaya giden erkekler.

Mart: Mart.

Masat: Tırpanın ağzını keskinleştirmeye yarayan alet.

Mayis: Mayıs.

Meşa: Orman.

Mimilo:Kümes Hayvanlarının (Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan

kırmızı deri uzantısı )

Morbet: Ev işlerine yardımcı olan, getir götür işlerini yapan çocuk.

Muh: Çivi.

Mur: Alev isi.

 

N

 

Naçar: Beceriksiz, girişken olmayan ( kimse).

Na ediyersın: Ne yapıyorsun.

Nat: Tırpanın sapı.

Naya: Niçin, neden, niye.

Nera: Nereye.

 

O

 

Obaştan: Sabah çok erkenden, şafak vakti.

Oga: Önce.

Oğrah: Cin çarpması.

Ola: Ula.

Olçi: Ölçü.

Orağ: Temmuz.

Orsi: Tırpanı döğmeye yarayan, yere çakılan düzenek.

Orti: Örtü.

Ozek: Bitkinin, ağacın, meyvenin iç kısmı, özü.

 

Ö

Ödi kopti:Korkmak

Ödlek:Korkak

 

P

 Paç etmek : Öpmek

Pağır: Bakır.

Palağ: Ayı yavrusu.

Palaz: Eskimiş bez.

Panta: Bir armut türü.

Paratan: Tutaç.

Parpul: Azarlama.

Peşğun: Yemek yenilen sofra.

Peşkir: Havlu.

Pin: Tavuk yuvası, kümes.

Pisik: Kedi.

Portlak:Gözleri  iri

Porenk:Plastik hortum

Poğ:Hayvan pisliği

Puçuko: Taze lobiyenin kurutulmuşu.

 

R

 

Razilanmah: Kendisine yapılan bir iyilikten dolayı memnun olmak

sevinmek.

 

S

Sanasğal:Hayvanların dışkısını dışarıya atmak için biriktirilen  alan

Sabağinan: Sabah erkenden.

Saçratel: Tahta oymaya yarayan metalden çiviye benzeyen ve yaklaşık 20

cm. olan bir alet.

Sağule: Meşe ağacının dalından bükülerek yapılan ve zincir yerine

kullanılan ağaç halka.

Samarti: Sant ile kutan ağacını birleştiren çember.

Sambağ: Samileri birbirine bağlamaya yaran ip.

Sami: Hayvanların bondruğa bağlanmasını sağlayan ağaçtan yapılmış

düzenek.

Sant: Çift sürerken kullanılan çeki halatı.

Sersem:Yarım akıllı

Seku: Yerden biraz yüksek, oturmak için yapılmış yer.

Sinor: Yufkanın yuvarlandıktan sonra bıçakla parçalara ayırarak tesbiye

dizip pişirildikten sonra üzerine yoğur+yağ dökülen başka bir yiyeceğimiz.

Sinor;İki tarla arasının gösteren işaret

Sika:Kızak

Sulta: Eylül.

 

 Ş

 

Şasort: Yaylacılık yapan kadınlara verilen genel ad.

Şenlik: Millet, insanlar.

Şimor: Nem, rutubet.

 

T

 

Tamas: Ufak taneli, koyu renkli bir erik.

Tar: (1)Kümes hayvanlarının ahırdaki tüneği (2) Kar üzerindeki ayak

izlerinden mevcut yolu takip etmek.

Tatarzena: Sincap.

Tapan:Tohumu ektikten sonra üzerini toprakla kapatmak için üzerinden

geçirilen ahşap

Tekurzene: Yaban mersini.

Terek: Tahtadan yapılmış, üzerine öteberi konan raf.

Tepratmak: Yerinden oynatmak.

Tığ:Buğday ve Arpa  başaklarının saman halini alması,tanelerden

ayrılmamış hali

Tığa:Küçümseme

Tıka: Kırmızı toprak (Kil)

Titak:Dirsek

Tosun: Boğa, erkek dana

Tomba atmak:Takla atmak

Tump: İki tarlayı birbirinden ayıran yükselti.

Tutula: Genellikle dikenden yapılan üflemeli saz.

 

U

 

Usul: Yavaş.

Uşuk:Çok üşüyen

Uşumah: Üşümek.

Uylamak: Aynı şeyi tekrar etmek.

 

Ü

Üzengi:Ata binmek için ayak basılan metal

 

V

Vahtikan: Gecikmeden, zamanında, vaktiyle.

Vaşli: Küçük acı elma.

Vedro: Kova.

Vesayit: Taşıt arcı, vasıta.

Virğıt:Samanlığın üstünde çatıyı  tutmayı  sağlayan  uzun ağaç

 

Y

 

Yal: Köpekler için hazırlanan sulu yiyecek.

Yarmaça: Sobada yanmak üzere kazırlanmış küçük küçük odun parçası

Yegân: Yeğen.

Yeğin: Çabuk iş yapan.

Yiğirmi: Yirmi.

Yoz mal: Daha yavru yapmamış ama yapmaya hazır  yaramaz büyükbaş

hayvan

Yuğuli:Uykulu

Yungul: Hafif olan.

Yügrülmak: Sallanmak.

 

Z

 

Zaza: Borazanın ötmesi için takılan ağızlık.

Zebun: Çelimsiz, güçsüz.

Zegan:Dağ köyü

Zemheri: Ocak.

Zığarbi: Kirpi.

Zibil: İnce çöp.

Zirza: Kapı çengeli.

Ziyankâr: Zarar verici, haşarı, yaramaz.

Zürbiyet: Pekmezin içine kızdırılmış tereyağı dökülerek yapılan yiyecek.

“Bizim Kelimelerimiz” için 4 cevap

  1. Gümüşettin İbrahim diyor ki:

    Tesbi’yi eklememişsiniz, lütfen ekler misiniz?

  2. şahamettin diyor ki:

    istikan da yoğ.

  3. şahamettin diyor ki:

    papa yı unutmuşiz. ortasına yağ koymamiş olmaz..

Bir Cevap Yazın